Eugene August Atget
(1857-1927) Fransız fotoğrafçı. Belgesel fotoğrafın öncüsü kabul edilir. Jean-Eugene August Atget, 12 Şubat 1857’de Bordeaux yakınlarındaki Libourne’da doğdu. Çok küçük yaştayken anne ve babası öldü; amcası tarafından büyütüldü. İlk gençlik yıllarında kamarot olarak gemilerde çalıştı. Birçok deniz yolculuğundan sonra tiyatro oyuncusu olmak üzere 1879’da konservatuvara girdi Ancak 1881’de okulu bırakarak gezici bir tiyatro grubunun turnelerine katıldı. 1889’da tiyatroyu bırakarak sadece resimle ilgilenmeye başladı. Doğa resimlen yapıyordu. Dönemin önemli ressamlarının ürünleri ve çalışma biçimleriyle ilgilendi. Onların bazen fotoğraftan yararlanmış olmaları ilgisini çekti. Parasal zorlukların da etkisiyle 1898’de fotoğrafçı olmaya karar verdi. Giderek fotoğrafçılıkta uzmanlaşmasına ve çok başarılı ürünler vermesine karşın yoksulluktan kurtulamadı, yapıtlarının satışı genellikle az oldu. Başlıca müşterileri müzeler ve tarih kurumlarıydı. Fotoğraflarından resim alanında yararlanan Braque, Utrillo gibi sanatçılardan da yardım ve ilgi gördü. 1921’de fahişelerle ilgili bir fotoğraf dizisi hazırlamak için sipariş aldı. Çeşitli zorluklarla karşılaştığı ve bir kez de müşteri sanılarak tutuklandığı bir çalışma süresi sonunda işi tamamladı. Üstelik ondan sadece fahişeleri basit bir biçimde görüntülemesi istenmiş olduğu halde, fotoğraflarında bunun çok ötesine geçmiş, konu edindiği insanların toplumsal ortamlarını, tavırlarını da yansıtmıştı. 1926’da ünlü ABD’li ressam ve fotoğrafçı Man Ray, yardımcısı Berenice Abbott’la birlikte atölyesinde ziyaret edip yapıtlarını çok beğendiği Atget’nın dört fotoğrafını önemli bir sanat yayını olan La Revolution Surrealıste’te bastırdı. Bu, onun yaşamı boyunca sanat çevrelerince tanınmasına vönelik tek olay olmuştur.
Atget’nin döneminde fotoğrafçılar genellikle stüdyo çalışmalarını ve flu resimleri yeğliyorlardı. Buna karşılık Atget, sokaklarda dolaşarak saptamaya değer gördüğü her şeyi fotoğraflamış, kamerasının özellikleri ve kullandığı teknikler nedeniyle net bir görüntü elde etmiştir. Böylece, belgesel fotoğrafın öncüsü olmuştur. Ancak onun çabası, çevreyi ve olup biteni görüntülemekle sınırlı değildir. Çalışmaları, Paris halkının yaşamına duyduğu yakın ve sıcak ilgiyi yansıtır. Üstelik bu, sadece konu seçiminde belirmez; Atget, resmini çektiği insanların içinde bulundukları ortamı, koşulları ve havayı da olanca canlılığıyla aktarabilmiştir. Hatta sabahın çok erken saatlerindeki bomboş sokakları ya da dükkân vitrinlerini görüntülediği, insan figürlerine yer vermediği pek çok fotoğrafında bile Paris yaşantısını duyumsamak olasıdır.Atget başka besin maddelerinin zehirli olduğunu düşündüğü için 1900 dolaylarından başlayarak sadece ekmek, şeker ve sütle beslenmişti. Bir yandan da, yürüttüğü çalışma düzeninin yıpratıcılığı sağlığının giderek bozulmasına yol açtı. Bu yüzden son yıllarında az ürün verebildi. 1926’da sevgilisinin ölümü de onu derinden sarstı. 4 Ağustos 1927’dc öldü. Yaşamının son iki yılında ona parasal yardım yapmış olan Berenice Abbott, sayıları on bine varan çalışmalarını koruyup düzenlemiş, 1968’de bunları New York Modern Sanatlar Müzesi’ne devrederek bugüne ulaşmasını sağlamıştır.
Onun fotoğraflarında ayrıntılar —teknik olanakların sınırı içinde— açık seçik verilmiştir. Ama bu dolaysız, gösterişsiz anlatım biçimi, genellikle, konunun işlenişini destekleyen etkileyici görsel öğelerle de bezenmiştir. Sokaktaki nesnelerin camdaki yansımalarıyla manken ve giysi görüntülerinin iç içe geçtiği alışılmamış kompozisyonlarında, dünyayı olduğu gibi saptamakla yetinmeme eğilimi açıkça görülür. Belgesel fotoğraflarında yalın, ama ayrıntılara dek varan etkileyici biçim özellikleri, konuyla uyumlu bir bütün oluşturur. Anlatımındaki dolaysızlık kolay kolay tekdüzeliğe dönüşmez; yapıtlarının duygusal ya da şiirsel yanı izleyiciye ulaşır.
Yaşamı sırasında çok ilgi çekmeyen Atget’nin kendinden sonraki kuşaklar üzerinde önemli ve kalıcı etkileri olmuştur. Resim karşısında fotoğrafın bağımsız bir sanat olarak gelişmesine çalışıldığı bir dönemde, belgesel çalışmaların da sanatsal nitelikleri olabileceğini kanıtlayan yapıtlarıyla Atget, bu arayışlara yeni bir yön kazandırmıştır.
Atget’nin döneminde fotoğrafçılar genellikle stüdyo çalışmalarını ve flu resimleri yeğliyorlardı. Buna karşılık Atget, sokaklarda dolaşarak saptamaya değer gördüğü her şeyi fotoğraflamış, kamerasının özellikleri ve kullandığı teknikler nedeniyle net bir görüntü elde etmiştir. Böylece, belgesel fotoğrafın öncüsü olmuştur. Ancak onun çabası, çevreyi ve olup biteni görüntülemekle sınırlı değildir. Çalışmaları, Paris halkının yaşamına duyduğu yakın ve sıcak ilgiyi yansıtır. Üstelik bu, sadece konu seçiminde belirmez; Atget, resmini çektiği insanların içinde bulundukları ortamı, koşulları ve havayı da olanca canlılığıyla aktarabilmiştir. Hatta sabahın çok erken saatlerindeki bomboş sokakları ya da dükkân vitrinlerini görüntülediği, insan figürlerine yer vermediği pek çok fotoğrafında bile Paris yaşantısını duyumsamak olasıdır.Atget başka besin maddelerinin zehirli olduğunu düşündüğü için 1900 dolaylarından başlayarak sadece ekmek, şeker ve sütle beslenmişti. Bir yandan da, yürüttüğü çalışma düzeninin yıpratıcılığı sağlığının giderek bozulmasına yol açtı. Bu yüzden son yıllarında az ürün verebildi. 1926’da sevgilisinin ölümü de onu derinden sarstı. 4 Ağustos 1927’dc öldü. Yaşamının son iki yılında ona parasal yardım yapmış olan Berenice Abbott, sayıları on bine varan çalışmalarını koruyup düzenlemiş, 1968’de bunları New York Modern Sanatlar Müzesi’ne devrederek bugüne ulaşmasını sağlamıştır.
Onun fotoğraflarında ayrıntılar —teknik olanakların sınırı içinde— açık seçik verilmiştir. Ama bu dolaysız, gösterişsiz anlatım biçimi, genellikle, konunun işlenişini destekleyen etkileyici görsel öğelerle de bezenmiştir. Sokaktaki nesnelerin camdaki yansımalarıyla manken ve giysi görüntülerinin iç içe geçtiği alışılmamış kompozisyonlarında, dünyayı olduğu gibi saptamakla yetinmeme eğilimi açıkça görülür. Belgesel fotoğraflarında yalın, ama ayrıntılara dek varan etkileyici biçim özellikleri, konuyla uyumlu bir bütün oluşturur. Anlatımındaki dolaysızlık kolay kolay tekdüzeliğe dönüşmez; yapıtlarının duygusal ya da şiirsel yanı izleyiciye ulaşır.
Yaşamı sırasında çok ilgi çekmeyen Atget’nin kendinden sonraki kuşaklar üzerinde önemli ve kalıcı etkileri olmuştur. Resim karşısında fotoğrafın bağımsız bir sanat olarak gelişmesine çalışıldığı bir dönemde, belgesel çalışmaların da sanatsal nitelikleri olabileceğini kanıtlayan yapıtlarıyla Atget, bu arayışlara yeni bir yön kazandırmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder