Henri Cartier-Bresson

Henri Cartier-Bresson (d. 22 Ağustos 1908 – ö. 3 Ağustos 2004), Fransız fotoğrafçı. Belge fotoğrafçılığının önemli isimlerinden biri.

Paris'te küçük bir köyde dünyaya geldi ve öğrenimini burada yaptı. 1927-1928 yılları arasında Paris'te kübistressam André Lhote ile birlikte çalıştı. Onun da etkisiyle resme ilgi duydu ve 1929 yılında Cambridge'e giderek resim ve edebiyat öğrenimi gördü.

Daha çocukluğunda sahip olduğu Brownie marka fotoğraf makinesiyle fotoğrafçılığa adım atan Cartier-Bresson, profesyonel anlamda fotoğrafçılıkla 1930'dan sonra ilgilenmeye başladı. 1931 yılında yanında az bir parayla Afrika'ya gitti ve orada ormanda yaşadıklarını belgeledi. Ancak karasu hummasına yakalanınca Fransa'ya dönmek zorunda kaldı. 1933'te ilk 35 mm'lik Leica'sını aldı. 1937 yılında Ratna Mohini'yle evlendi. Aynı yıl İspanya İç Savaşı'nı konu alan bir belgesel yaptı. Sinemaya olan ilgisiyle birlikte 1936-1939 yılları arasında yönetmen Jean Renoir'ın asistanlığını yaptı ve Une Partie de Compagne (Bir Kır Gezisi) ile La Régle de Jeu (Oyunun Kuralı) adlı filmlerde bulundu.

1940'ta II. Dünya Savaşı sırasında askerlik yaptı ve Almanlara esir düştü ancak 1943 yılında kaçmayı başardı ve Almanların geri çekilmesini görüntülemekle görevli bir Fransız yeraltı örgütüne katıldı. 1945 yılında sürgünlerin Fransa'ya dönüşünü anlatan Le Retour (Dönüş) adlı filmi çekti.

Fotoğrafları 1933'te New York'ta Julien Levy Galerisi'nde, 1947'de Modern Sanatlar Müzesi'nde sergilendi. Aynı yıl fotoğrafçı Robert Capa ve David Seymour'la birlikte Magnum Photos adlı fotoğraf ajansını kurdu. Daha sonraki yıllarda çeşitli yerlerde bulundu; Hindistan, Endonezya, Çin ve Mısır gibi. Buralarda ve Avrupa'da çektiği fotoğrafları 1952-1956 yılları arasında yayımladığı kitaplarında kullandı. Bunlardan en ünlüsü Images à la Sauvette 'te fotoğrafın anlamı ve tekniği üzerine kapsamlı düşüncelerine yer verdi. Bu kitaplar daha sonraları Cartier-Bresson'un fotoğraf ustası olarak anılmasına yardımcı oldu.

Bu yazımızda, değerli fotoğraf sanatçısı Henri Cartier-Bresson’un (1908 – 2004) etkileyici fotoğraflarını sizler için derledik.

Henri Cartier-Bresson 22 Ağustos 1908 tarihinde Fransa’nın Seine et Marne bölgesinde, Chantaeloup’de bir tekstil fabrikatörünün oğlu olarak dünyaya geldi. Bresson özellikle resim konusunda akademik eğitim öncesi, birlikte çalışma fırsatı bulduğu dönemin kübik ressamlarında Andre Lhote’den etkilendi.




Venedik – İtalya, 1953



Simone De Beauvoir, 1945

Resim sanatına karşı ilgisi vardır ve yaşamının ilk yıllarında bu konuda eğitim alır. Kübizme ilgi duyar. 1928-29 yıllarında Cambridge’de İngilizce, sanat ve edebiyat eğitimi alır. 22 yaşında ise genç bir adam olarak Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı romanını okuduktan sonra o zamanlar Fransız sömürgesi olan Fildişi Sahili’ne gider. Burada avcılıkla ilgili pek çok teknik öğrenip ileride bunları fotoğrafçılığında da kullanır. Tifoya yakalandığı için Fransa’ya geri döner. Afrika’da bir yıl boyunca çektiği filmleri banyo ettirdiğinde makinasına nem girdiğini, bütün fotoğraflarının yüzeylerinde kocaman küf lekeleri olduğunu görür. Sürrealistlerle ilgilenmeye başlar ve fotoğraf yaşamında daha da çok yer kaplar artık. Gözümün uzantısı olarak niteleyeceği, ilk Leica’sını 50mm lensle birlikte bu sıralarda alır.




Valencia – İspanya, 1933



Martine’s Legs, 1967

Henri Cartier-Bresson için 1937 çok önemli bir yıl idi, çünkü hayat arkadaşı Ratna Mohini ile bu yıl içinde evlenmiş, aynı sene İspanya’da iç savaş çıkmış ve bu savaşta çiçeği burnunda evli iken savaşı konu alan savaş belgeseli bir çalışmayı hayata geçirmiştir. Görsel sanatlara olan ilgi ve yeteneği onu edebiyatçı, ressam, fotoğrafçı ve son olarak sinema yönetmenliğine kadar götürmüştür. 1936-39 yılları arasında yönetmen Jean Renoir’in asistanlığını yapmış ve Bir Kır Gezisi, Oyunun Kuralı gibi filmlerin çekiminde aktif çalışmıştır.



Sen Nehri – Fransa, 1938



İstanbul, 1965

Belgesel fotoğraflar çeken bir fotoğraf sanatçısı için yaşamı hep riskli ortamlarda geçmiş ve askerlik görevini yaptığı 1940 yılında 2.Dünya Savaşı çıkmıştı. Savaş döneminde 1943 yılında Nazi kampında esir alınmış, ancak esir kampından kaçmayı başaran çok az askerden biri olmuştu. Bu dönemde kaçış ona yeni bir macera daha yaşatacaktı. Bir Fransız yer altı örgütü Almanların geri çekilmesini görüntülemesini teklif etti ve Bresson bu teklifi kabul edip Almanların geri çekilme operasyonlarını gizlice belgeledi.



Paris, 1959



Ivry-Sur-Seine, Fransa, 1955







Paris, 1969



Romanya, 1975



Roma, 1959



Fransa, 1932



Sevilla – İspanya, 1933

1947 yılında meslek hayatı boyunca birktirdiği arşivini meslektaşları olan Robert Capa ve Seymour David ile birlikte bir ajans çatısı altında toplamayı düşündü. Bu ajansın adı Magnum Photos idi. Magnum Photos kurulduğu yıldan bu yana dünya fotoğraf ajansları arasındaki etkin yerini halen korumaktadır.



Marsilya, 1954

1952 yılında ise kapağını Matisse’in çizdiği meşhur “Decisive Moment / Karar Anı” adlı kitabını yayınlar. Cardinal de Retz’in “Şu dünyada karar anı olmayan hiçbir şey yoktur.” sözünden esinlenmiş ve fotoğrafçılığında bunu tarz olarak benimsemişti. 1967 yılında 30 yıllık eşinden ayrılır. 1970 yılında kendisinden 30 yaş genç Magnum fotoğrafçısı Martine Franck ile evlenir. İki yıl sonra kızları Melanie doğar.



Brüksel, 1958

Kendisini sokak fotoğrafçısı olarak tanımlamıştır ve hayatı boyunca siyah beyaz fotoğraf çekmiştir. Çok az renkli fotoğrafı vardır, ama profesyonel anlamda hiç kullanmamıştır renkli fotoğrafı. Henri Cartier-Bresson “Duyguyu yalnızca siyah beyazda buluyorum. (…) renkli bakış aslında eksik bir bakıştır, renkli fotoğraf yalnızca tüccarları ve dergileri mutlu eder” demiştir.



New York, 1959

Ölümünden iki yıl sonra Pera Müzesi’nde Henri Cartier-Bresson sergisi açılmıştı. Sergi kataloğunda Samih Rıfat’ın onunla ilgili yazısı şöyle:

1980’lerin ortalarında bir gün, ünlü Arjantinli yazar Jorge Luis Borges, Henri Cartier-Bresson’u telefonla aramış. Sicilyalı zengin bir kadının desteklediği Novecento Ödülü’nün o yıl ilk kez ona verildiğini, ödülün kuralları uyarınca kendinden sonra alacak kişiyi de belirlemesi gerektiğini ve bunun için Cartier-Bresson’u seçtiğini söylemiş. Ödüllerden oldum olası hoşlanmayan Cartier-Bresson: ‘Neden ben?’ diye sormuş Borges’e. Yazar da: ‘Ben körüm,’ diye yanıtlamış onu. “Ve bakışınız için size duyduğum minneti böyle dile getirmek istiyorum.”



Srinagar – Keşmir, 1948

“Fotoğraf çekmek, kişinin nefesini tuttuğu, bütün benliği ve yetenekleriyle kendini bir noktaya yoğunlaştırdığı, gerçekle yüz yüze geldiği andır. Görüntünün oluştuğu bu an, fotoğrafı çekene fiziksel ve entelektüel bir haz verir…”

“Fotoğrafın subjesiyle fazla ilgilenmiyorum. Fotoğrafı bir kere çektikten sonre gerisiyle fazla ilgilenmem. Avcılar aşçı değildir ki.”



Dieppe – Fransa, 1926

“Fotoğrafı makine değil, insan çeker.”

“Fotoğraf çekmek, insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir.”



Brighton – İngiltere, 1951

Henri Cartier-Bresson 2004 yılı Ağustos’un başında uzun yıllar yaşadığı Marsilya’nın kuzeyinde bulunan L’Isle-Sur’da hayata gözlerini yumdu. Bu fani hayattan geriye 95 yıl yaşanmış bir hayat ve gelecek nesillere armağan edilmiş muazzam bir fotoğraf arşivi bırakmıştır.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gestalt Prensipleri

Herbert Bayer

Onlar Grubu