Neden Degas
Neden Degas’yı incelemek istiyorum. Resimlerindeki farklı kadrajları gördükten sonra, bunların fotoğrafının çekilip sonrasında resimleştirildiğini veya ressamın bakışının bu yönde gözlemlediğini düşündüm. Çünkü bir sınır yoktu. Şöyle ki, sanatçıyı zorlayan belirli bir medium üzerine eserini yansıtmaya çalışması. Bunu o dar alan içinde gerçekleştirmeye zorlanması. Bu zorlama resim ve fotoğraf içinde geçerli. Klasik dönem ressamları yaptıkları eserlerde bu sınırı koyuyorlar ve eser oraya hapsedilmiş gibi o sınırlar içersinde kalıyor. Fakat Degas’da modelin kesilmesi vb. fotoğrafik ögeler sayesinde devamlılığı sağlıyor. Yani o sınırlar dahilinde hala bir devamlılık hareketin, hayatın, anın devamlılığı.
Degas’ın tüm eserlerine hakim olduğum söylenemez. Dansçıların resimleri ve birkaç eskizini inceleme fırsatım oldu. Belki izleyenlere özellikle yıkanan, kurulanan kadın işleri onu bir röntgenci konumuna koyabilir. Aslında Degas’nın gözlemi, kadın bedenine tutkun ve meraklı bir insanın bakışı. Biz bu ikiliyi gözleyen röntgenci konumundayız. Ayrıca dönem itibariyle hareketli işleri çizmesi bir yerde bunu yansıtırken, nerede keseceğini bilmesi, onun farklı bir bakış açısına sahip olduğunu da gösteriyor. Muybridge’in birkaç kamera ile çektiği fotoğraflarda yaptığı hareketi yakalama hissiyatı, onda da var. Anı yakalama çabası. Ayrıca aynı dönemde yaşamış olmaları da Muybridge’den etkilendiğini gösteriyor. Fotoğrafla ilgilenmesi ve çektiği fotoğraflarda kullandığı kontrastlık eskizlerinde de mevcut.
Renkli işlerinde ışığın tonları ve renklerin birbiri içinde kaynaşması, boyutunu artttırıp resimden çok fotoğraf tarafına kayıyor. Bu da Degas’yı benim için ilgi çekici bir hale getiriyor.
Peki aldığı eğitimler, yaptığı kopyalar, dönemi mi onu bu hale getirdi? Bu çok saçma bir soru olarak gelebilir. Başka nasıl olmuş diye sorulabilinir. Ama bu soruyu sormadan duramıyorum. İnsanı şekillendiren yaşamı ve yaptığı seçimler mi yoksa insan zaten şekil almış bir varlık olarak mı doğuyor?
Bütün işleri gözden geçirip sonrasında bu yaptıklarını hangi fotoğrafik teknikle, lensle yaptığını incelemek istiyorum.
Degas’ın tüm eserlerine hakim olduğum söylenemez. Dansçıların resimleri ve birkaç eskizini inceleme fırsatım oldu. Belki izleyenlere özellikle yıkanan, kurulanan kadın işleri onu bir röntgenci konumuna koyabilir. Aslında Degas’nın gözlemi, kadın bedenine tutkun ve meraklı bir insanın bakışı. Biz bu ikiliyi gözleyen röntgenci konumundayız. Ayrıca dönem itibariyle hareketli işleri çizmesi bir yerde bunu yansıtırken, nerede keseceğini bilmesi, onun farklı bir bakış açısına sahip olduğunu da gösteriyor. Muybridge’in birkaç kamera ile çektiği fotoğraflarda yaptığı hareketi yakalama hissiyatı, onda da var. Anı yakalama çabası. Ayrıca aynı dönemde yaşamış olmaları da Muybridge’den etkilendiğini gösteriyor. Fotoğrafla ilgilenmesi ve çektiği fotoğraflarda kullandığı kontrastlık eskizlerinde de mevcut.
Renkli işlerinde ışığın tonları ve renklerin birbiri içinde kaynaşması, boyutunu artttırıp resimden çok fotoğraf tarafına kayıyor. Bu da Degas’yı benim için ilgi çekici bir hale getiriyor.
Peki aldığı eğitimler, yaptığı kopyalar, dönemi mi onu bu hale getirdi? Bu çok saçma bir soru olarak gelebilir. Başka nasıl olmuş diye sorulabilinir. Ama bu soruyu sormadan duramıyorum. İnsanı şekillendiren yaşamı ve yaptığı seçimler mi yoksa insan zaten şekil almış bir varlık olarak mı doğuyor?
Bütün işleri gözden geçirip sonrasında bu yaptıklarını hangi fotoğrafik teknikle, lensle yaptığını incelemek istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder