Kayıtlar

Şubat, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Epimenides paradoksu

Epimenides paradoksu mantıktaki bir sorundur. Bu sorun Giritli filozof Knossoslu Epimenides'in ardından adlandırılmıştır. Filozof şöyle demiştir: Κρῆτες ἀεί ψεύσται, "Giritliler, her zaman yalancıdır". Problemin bir başka sürümü de Douglas R. Hofstadter'in Gödel, Escher, Bach isimli eserinde bulunur: Epimenides ölümsüz bir ifadede bulunmuş, bir Giritli idi; "Tüm Giritliler yalancıdır." Epimenides'in bu ifadesi Epimenides paradoksu olarak adlandırılır. Zaman zaman Yalancı paradoksu veya Giritli paradoksu olarak da anılmıştır. Paradoks şuradan kaynaklanmaktadır: * Eğer "tüm Giritliler yalancıdır" önermesini doğru kabul edersek, kendisi de Giritli olan Epimenides'in yalancı olması gerekir. Eğer Epimenides yalancıysa, tüm söyledikleri gibi, "tüm Giritliler yalancıdır" önermesinin de yanlış olması gerekir. Doğru söylediğine inanırsak yalan söylediğini anlıyoruz. Önermenin hem doğru hem yanlış olduğu sonucu çıkar. * Eğer "tüm Gi...

İvan Petroviç Pavlov

İvan Petroviç Pavlov (d.14 Eylül 1849 Ryazan – ö. 27 Şubat 1936 Leningrad) Rus fizyolog, psikolog ve hekim. Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkilemiş bir bilim adamıdır. Her iki bilim dalının kurucularından sayılır. 1904 yılında fizyoloji ve tıp alanında Nobel Ödülü’nü kazanmıştır. Hayatı Kalabalık bir ailenin çocuğu olarak Rusya’nın Ryazan kentinde dünyaya geldi. 1860 yılında papazlığa hazırlanmak için, Ryazan İlahiyat Okulu’na gitti. 1864 yılında bu okuldan mezun oldu ve Ryazan İlahiyat Yüksek Okulu’na başladı. Kilise tarihi ve öğretisi, Rus ve dünya tarihi, edebiyat, mantık, doğabilimleri, dil, ve felsefe ile ilgili birkaç dersten oluşan bir eğitimi tamamladı. Teoloji eğitiminden fizyoloji bilimine yönelmesinde Claude Bernard etkili oldu. Refleksler üzerine çalıştı. 1870 yılında St. Petersburg Üniversitesi’ne girdi. Burada Mendeleyev, Beketov ve Seçenov’dan ders aldı. Uzmanlık olarak hayvan psikolojisini s...

Pietro Angelo Secchi

Resim
Pietro Angelo Secchi (okunuşu: Pietro Ancelo Sekki ) (d. 18 Haziran 1818 - ö. 26 Şubat 1878), İtalyan gökbilimci. Sui recenti progressi della meteorologia (1861) Secchi, Joseph von Fraunhofer ile birlikte gökbilimsel tayfölçümünün öncülerinden sayılmaktadır. 16 yaşında Cizvit topluluğuna katıldıktan sonra, 32 yaşında Vatikan gözlemevinin yöneticisi oldu. Mars gezegeninin ilk haritalarından birini çizmenin yanı sıra, dostu Matthew Fontaine Maury ile birlikte iklimbilim alanında da önemli çalışmalar gerçekleştirdi.

Victor Hugo

Resim
Victor Marie Hugo (Fransızca telaffuz: [viktɔʁ maʁi yɡo]; 26 Şubat 1802, Besançon - 22 Mayıs 1885, Paris) Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Hugo'nun Fransa'daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Pek çok şiirinin içinde özellikle Les Contemplations ve La Légende des siècles büyük saygı görür. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu romanlarıyla tanınır. Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da, görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve de sanatsal akımlarına değinir. Hugo'nun cenazesi 1885'te Panthéon'da gömüldü. Hugo hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır. Kişisel Hayatı Victor Hugo, Joseph Léopold Sigisbert Hugo (1773–1828) ve Sophie Trébuchet (1772–1821) çiftinin üçüncü oğluydu; Abel Joseph Hugo (...

Kopernik Günmerkezliliği

Resim
Kopernik Günmerkezliliği Kopernik'in De revolutionibus orbium coelestiumadlı eserindeki Günmerkezlilik modeli Kopernik Günmerkezlili’ği, ismini Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilen ve 1543 yılında yayımlanan bir astronomik modeldir.Bu modele göre Güneş evren sisteminin merkezinde hareketsiz olarak konumlandırılmış, Dünya ve diğer gezegenler ise sabit Güneş etrafında sabit hızda periyodik hareketler yapmaktadırlar.Kopernik modeli ,batı kültüründe asırlar boyunca kabul görmüş Ptolemik sistemden farklıdır.Ptolemik sisteme göre Dünya, evrenin merkezinde konumlandırılmıştır ve her şeyin başlangıcı olarak kabul edilir. Modern astronomik ve bilimsel gelişmelerin başlangıç noktası olarak gösterilir. Kopernik, antik Yunan Aristarkus'un hâlihazırda güneş merkezli teorisini ileri sürdüğünün farkındaydı. Kopernik, Aristarkus’u kendi teorisi için referans noktası olarak gösterdi fakat Aristarkus’un teorisi yayınlanmadan önce kaldırılmıştı.Yinede kimse Kopernik’in Aristarkus’un teori...

Kopernik Prensibi

Kopernik prensibi (klasik anlamda) Dünya’nın, evren içinde, ayrıcalıklı veya özel bir fiziksel konumda bulunmadığını savunan prensiptir. Bu, özellikle, Nicolaus Copernicus’un Dünya’nın sabit olmadığı iddiasından ortaya çıkmıştır. Copernicus, bu iddiayı Güneş sisteminin Güneş merkezli modelini ileri sürdüğü zaman önermiştir. Bu iddia o kadar önemli çıkarımlar sağlamıştır ki, Copernicus’un kendisi bile, Galileo Galilei’ye bir zamanlar sıkıntı veren şiddetli bir dinî tepki korkusuyla, sonuçları yayımlamayı hayatının sonuna kadar ertelemiştir. Kopernik Prensibinin Önemi Bu çok da önemli bir prensip gibi görünmese de, aslında bilim tarihi için hayati bir önem taşır. Çünkü, en azından bilimsel anlamda, fikir adamlarının insanlığın evrendeki rolü ile ilgilenmesindeki asli bir felsefi değişimi temsil eder. Bunun temelde anlamı, bilimde, insanlığın evrende aslında ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu varsaymamanız gerektiğidir. Örneğin bu, astronomide, genelde evrendeki tüm geniş bölgelerin az...

Pierre Auguste Renoir

Resim
Pierre Auguste Renoir, 25 Şubat 1841’de, bir esnaf ailesinin çocuğu olarak, Fransa’nın Limoges Şehri’nde dünyaya geldi. Babası terzilik yapıyordu. Pierre Auguste, ailenin dördüncü çocuğuydu. Ailenin gelirini düzeltmek için babası Paris’e yerleştiği zaman, küçük Pierre henüz dört yaşındaydı. İlkokula giderken babasının dükkanında çalışıyor, ona yardım ediyordu. 13 yaşında iken, ailesinin gelirine yardımı dokunsun diye, bir porselen süslemecisinin yanına çırak olarak verdiler Porselen eşya üzerine resim yapa yapa, ressamlığın teknik yanlarını öğrendi. Öğleye kadar porselen işinde çalışıyor, öğleden sonra Louvre Müzesi’ne giderek hayranı olduğu ustaların eserlerini kopya ediyordu. Sonradan kendisini Tiziano, Vecellio, Tintoretto, Rubens, Fragonard, Delacroix gibi ressamlar zincirine bağlayacak olan zevk, eğitimi böylece kendini gösterdi. Porselen sanayindeki gelişmeler sonunda ıstampa ve baskı metodları ortaya çıktı. Pierre 1858’de açıkta kaldı. Kendine yeni bir iş aradı. Bir yelpazecin...

John Burgess

John Burgess Wilson ya da bilinen adıyla Anthony Burgess (25 Şubat 1917 - 22 Kasım 1993) İngilizroman yazarı, şair, besteci, eleştirmen, dil bilimci ve çevirmen. Otomatik Portakal isimli romanıyla tanınır. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı kondu ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynne'in geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Ne var ki artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.

Masatoşi Gündüz İkeda

Masatoşi Gündüz İkeda (池田 正敏 ギュンドゥズ Ikeda Masatoshi Gyunduzu; d. 25 Şubat 1926, Tokyo - ö. 9 Şubat2003, Ankara), cebirsel sayılara katkılarıyla tanınan Japonasıllı Türk matematik bilgini. 1948'de Osaka Üniversitesi Matematik Bölümü'nü bitirdi. 1953'te doktor, 1955'te de doçent unvanlarını aldı. 1957-59 arasında Almanya'da Hamburg Üniversitesi'nde Helmuth Hasse'nin yanında araştırmalar yaptı. Hasse'nin önerisi üzerine 1960'ta Türkiye'ye gelerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde İstatistik dersleri vermeye başladı. 1961'de aynı üniversitenin fen fakültesinde yabancı uzmanlığa atandı. 1964'te Türk uyruğuna geçerek, 1965'te doçent, 1966'da profesör oldu. 1968'de Ege Üniversitesi'nin izniyle bir yıl süreyle çalışmak üzere Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne gitti. İzninin bitiminde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin sürekli kadrosuna girdi. Çeşitli tarihlerde Hamburg, ABD'deki California ve Ürdün'deki Yermuk ünivers...

Oktay Sinanoğlu

Oktay Sinanoğlu (d. 25 Şubat 1935; Bari, İtalya - ö. 19 Nisan 2015; Florida, ABD), Türk kimyager, moleküler biyofizikçi ve biyokimyager.[1] Türkiye'de akademik çalışmalarıyla olduğu kadar, Türkçe ile ilgili politik görüşleriyle de tanınmaktadır. Hayatı Babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu'nun başkonsolos olarak görev yaptığı İtalya'nın Bari şehrinde doğdu. II. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından 1939'da ailesiyle Türkiye'ye döndü. Oktay Sinanoğlu, 1953 yılında TED Ankara Yenişehir Lisesi'nden birincilikle mezun oldu. 1953 yılında okul bursu ile ABD'ye gitti. 1956'da Amerika Birleşik Devletleri'nde, Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden kimya mühendisi olarak[2] mezun oldu. 1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisansını tamamladı. Aynı yıl "Sloan Ödülü"nü kazandı. Doçentlik tezini tamamlamasının (1958-1959) ardından Berkeley'de kuramsal kimya alanında doktorasını tamamladı (1959-1960). Doktora danış...

Sabahattin Ali

Resim
Sabahattin Ali (25 Şubat 1907, Eğridere - 2 Nisan 1948, Kırklareli), Türk yazar ve şair. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna(1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda etkisini sürdürdü. Eğridere'de doğan Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayandergilerinde şiirlerini yayımlattı. Ana...